30 Kasım 2011 Çarşamba

PRESENT PERFECT CONTINUOUS TENSE / ŞİMDİYE KADAR SÜREN GEÇMİŞ ZAMAN


"Yapıyorum/yapmaktayım" biçimindeki ifadeler için kullanılır.

Cümle Yapısı

Süregelen şimdi öncesi zaman için yardımcı fiil HAVE/HAS ’dir.

Olumlu Cümle: Özne + Have/Has Been + Fiil (İng)


Kullanılışı:

Geçmişte başlayan bir eylem içinde bulunduğumuz anda hâlâ devam ediyor olabilir. Bu da genellikle:

stay (kalmak)

wait (beklemek)

sit (oturmak)

stand (ayakta durmak)

lie (uzanmak, yatar durumda olmak)

study (öğrenmek için çalışmak, incelemek)

learn (öğrenmek)

live (yaşamak, bir yerde yaşıyor olmak)

rest (dinlenmek) vb. fiillerle gösterilir.


Present Perfect Tense ile Present Perfect Continuous Tense arasındaki kullanım farkı:

Present Perfect Tense (Şimdi öncesi zaman) : Geçmişte başlayan ve belki de hâlâ devam eden bir eylemi anlatır, ama önemli olan, eylemin anlattığı DURUMDUR.

Present Perfect Continuous Tense (Süregelen şimdi öncesi zaman): Yine geçmişte başlayıp hâlâ devam eden bir eylemi anlatır, ama önemli olan, DEVAM EDEN EYLEMDİR.

Örnek:

a) Someone has used my towel. (Birisi havlumu kullanmış.)

Cümlesinde ortaya çıkan bir durum vardır ve ilk kez fark ediliyordur. Devam edip etmeyeceği belli değildir.

b) Someone has been using my towel. (Birisi [devamlı] havlumu kullanıyor.)

Cümlesinde ise, durum ikinci kez fark ediliyor ve eylem devamlılık kazanıyor. Belki havlu ertesi gün de kullanılmış olacaktır.

29 Kasım 2011 Salı

İşte yaşlanmayı geciktiren besinler hangileridir, Hangi besinler ömrü uzatmaya yardımcı olur?, Yaşlanmayı geciktirmek için başka neler yapılmalı?,


Zamana meydan okumanın yolu sadece estetik ameliyatlardan geçmiyor. Sağlıklı beslenerek yıllara fark atabilir ve olduğunuzdan çok daha genç gösterebilirsiniz.

Vücudunuz 60'ınızda aklınıza geldiğinde herşey için çok geç olmuş olabilir. Oysa sağlıklı beslenerek olduğunuzdan 20
yaş daha genç gösterebilirsiniz. Konuyla ilgili görüştüğümüz Dr. Hasa İnsel
 
 
gençlik için Akdeniz tipi beslenmenin şart olduğunu söylüyor. Düzenli sağlık kontrollerinin önemine değinen İnsel, yaşlanmayı durduracak besinler hakkında da bilgi verdi. 

Beslenme ile yaşlanma gerçekten bağlantılı mıdır? Beslenmenin yaşlılık üzerinde nasıl bir etkisi vardır?
Evet, yaşlılık ile beslenme arasında  gerçekten bir bağlantı vardır. Uygun ve yeterli bir beslenme tarzı ile yaşlanmanın etkileri engellenebilir, yavaşlatılabilir veya ortadan kaldırılabilir.  Beslenme sadece kaliteli yaşlanma değil, kronik hastalıkların da nedeni ya da tedavisi olabilir. Örneğin yapılan son araştırmalar gösteriyor ki kanserlerin oluşmasında  yanlış beslenmenin etkisi yüzde 30 gibi çok yüksek oranda. Bugün artık biliyoruz ki doğru ve bilinçli beslenme, hareketli yaşam ile birleştiğinde kilo kontrolü için en doğru yol. Kilo kontrolü de bugüne kadar bilinen en etkili antiaging önlem, yani gençliği koruyup, yılların etkilerini yavaşlatmanın ve saatleri durdurmanın en etkili yolu. 

Akdeniz tarzı beslenme zamana meydan okuyor
Nasıl bir beslenme düzeni olmalıdır?


 g posa alınmalı. Bunun için de günlük 5-9 porsiyon şeklinde sebze ve meyve tüketilmeli. Ekmek, makarna, pirinç gibi
Genel olarak Akdeniz  tarzı beslenme düşünülmeli. Gün içerisinde ortalama 25-30tahılların esmer olanları tercih edilmeli. Her gün 1 avuç kadar kavrulmamış fındık, ceviz ve badem gibi kuruyemişlerden yenilmeli. Haftada en az 2 kez kurufasulye, nohut, mercimek gibi bakliyat çeşitleri yenilmeli. Protein kaynağı olarak  kırmızı et yerine balık tercih edilmeli. Balık çeşitlerinden omega-3 miktarı daha yüksek olan somon, uskumru, ton, sardalya gibi yağlı balıklar  ın tüketimine dikkat edilmeli. Bunlara ek olarak günlük ihtiyacı olan sıvı tüketimi ihmal edilmemeli. Yemeklerin hazırlanmasında zeytinyağ, fındık yağı gibi bitkisel sıvı yağlar kullanılmalı. Bunların da miktarlarında aşırıya kaçılmamalı.
Hangi besinler ömrü uzatmaya yardımcı olur?
Antiaging diyetin genel rehberi kalori kısıtlaması yapmak ve doymuş yağ alımını azaltmak, tuz ve şeker alımını kısıtlamakla birlikte rafine edilmemiş tahılların, yağlı balıkların ve taze sebze ve meyvelerin tüketimini arttırmaktır. Bu genel önerilere ek olarak antiaging'de rol oynayan spesifik besinler vardır ve bu besinler günlük beslenmede yer almalıdır:

AVOKADO
Genellikle bir sebze gibi tüketilen bu meyve vücutta kötü kolesterol seviyelerinin azaltılmasına yardımcı olabilen faydalı tekli doymamış yağ asitlerinin iyi kaynağıdır. E vitamini deposu olarak avokado, cildin yaşlanmasını önler ve sağlıklı bir cilt yapısının oluşturulmasını sağlar. E vitamini aynı zamanda menapozal sıcak basmalarının da azaltılmasına yardımcı olur. Içeriğindeki potasyum ile ödem ve yüksek kan basıncını önler.

ORMAN MEYVELERİ
Böğürtlen, ahududu, siyah üzüm, yaban mersini gibi koyu renkli meyveler serbest radikaller ve yaşlanma ile oluşan hasarlara karşı vücudun korunmasına yardımcı olan güçlü antioksidanlardan flavonoidler olarak bilinen fitokimyasalları içerir.

LAHANAGİLLER
Lahanagiller ailesi lahana, brüksel lahanası, karnabahar, brokoli, karalahana, brüksel lahanası, turpdan oluşmaktadır. Bu sebzeler toksin ve kansere karşı vücudun savaşmasını karşı koymasını destekler. Bu sebzelerden günde en azından 100g kadar tüketilmelidir. Mümkünse çiğ veya az pişirilmiş olarak yenilmeli böylece önemli enzimleri bozulmadan kalır.
SARIMSAK
Günde 1 diş çiğ sarımsak yemek, vücudu kanser ve kalp hastalıklarına karşı korunmaya yardımcı olabilir. Sarımsağın kardiyo koruyucu etkisi tescillenmiş olmakla birlikte yapılan bazı çalışmalarda kolesterol seviyelerini azalttığı ve aspirinden daha etkili bir şekilde kanı sulandırdığı saptanmış. Farklı çalışmalarda da her gün düzenli sarımsak yiyen kişilerin kansere yakalanma riski yemeyenlere göre yüzde 50 daha az bulunmuş.

ZERDEÇAL
Zerdaçalın son zamanlarda yapılan çalışmalarda anti-inflamatuar ve antioksidan etkisi ile vücudun toksinlerle ve serbest radikallerle savaşmada önemli rolü olduğuna dair kanıtlanmış. Zerdaçalın karabiber ve zeytinyağ ile birlikte kullanılması emilimini arttırır. Salatalara 1 tatlı kaşığı kadar böyle bir karışım ile zenginleştirilebilir.

KURUYEMİŞLER
Özellikle ceviz başta olmak üzere fındık, badem, yer fıstığı, şam fıstığı gibi birçok kuruyemiş çeşidi minerallerin iyi kaynağını oluşturmaktadır. Yüksek kalorisine rağmen bunlar potasyum, magnezyum, demir, çinko, bakır ve selenyumdan zengindir. Aynı zamanda kuruyemişlerin beslenmede yer alması sindirim ve immün sistemin fonksiyonlarını arttırabilir. Bunun yanısıra kolesterol seviyelerinin de kontrol edilmesine yardımcı olur. Küflenmiş yağlı tohumlardan sakınılmalıdır.

TAHILLI GIDALAR
Tahıllar yani kompleks karbonhidratlar beslenmenin önemli bir kısmını oluşturmalıdırlar. Kepekli makarna, kepekli pirinç ve bulgur iyi bir kompleks karbonhidrattır. Posa içeriği yüksektir. Normal makarna ve pirince göre iki kat daha fazla B vitaminlerini içerirler. Bulgurun aynı zamanda protein içeriği zengindir. Şekerli ve işlenmiş gıdalar gibi basit karbonhidratlar ne kadar zararlıysa, tahıllar gibi komleks karbonhidratlar o derece yararlıdır.
Hangi besinlerden uzak durmalı?
Yağda kızartılmış ve kavrulmuş yiyecekler fazla kalorilidir
Tam yağlı süt ve süt ürünleri yerine az yağlı süt, yoğurt, peynir çeşitleri daha az doymuş yağ içerirler
Rafine edilmiş besinler (beyaz ekmek, beyaz un, beyaz pirinç gibi) glisemik indeksi yüksek olduğundan insülin direnci oluşturabilir, kilo alınmasına neden olabilir
Poğaça, börek, kek, kurabiye gibi fırıncılık ürünleri çokluk beyaz un, şeker ve yağ karışımları nedeniyle özellikle yaş ilerledikçe tolere edilmesi zorlaşır.
Şekerli içecekler içeriğindeki fazla miktarda şekerden dolayı genel sağlığa negatif etkide bulunur.
Katkı maddesi içerikli, işlenmiş yiyecekler (sosis, salam, sucuk, tütsülenmiş besinler) vücuttaki antioksidan kapasitesini azaltır.
Yaşlanmayı geciktirmek için başka neler yapılmalı?
Yaşlanmayı geciktirmek için yapılması gerekenleri beş ana başlık altında toplayabiliriz, bunlardan biri zaten yukarıda anlatılan beslenme konusudur.

1) Yıllık sağlık kontrolleri yani check-up yapılması. Doktor tarafından yapılan önerilerin aynen uygulanması.
2) Sağlık riskleri konularında bilgilenmek. Artık kişiler de sağlıklarından doktorlar kadar sorumlu olmalıdır ve doktorları ile el ele iş birliğinde sağlıklarında yön vermelidirler.
3) Dengeli, bilinçli ve sağlıklı beslenmek, kilo kontrolü.
4) Hareketli yaşam ve düzenli egzersiz yapılması.
5) Pozitif yaşam ve stres yönetimi.

Bunların hepsi sağlığımıza eşit değerde katkı yapmaktadır. Bir tanesinin eksikliği diğerlerinin yararını çok azaltmaktadır. Bu nedenle hepsinin birlikte uygulanması bize sağlıklı ve uzun yılların kapısını açmaktadır.

Abanoz hangi hstalıklara iyi gelir, Abanoz Bitkisel Tedavi Kullanımı nasıldır, Abanozun Zararları nelerdir

Abanoz bitkisi halk arasında abanoz ağacı, abanoz bitkisi,sarısalkım,altın yağmuru, saı akasya olarak da kullanılmaktadır. İçeriğinde yoğun oalrak bulunan ureaz enzimi ve yağlı maddeler tanenler oldukça yararlı etkilere sahiptir.

Abanoz Bitkisel Tedavi Kullanımı

abanozun faydaları oldukça çoktur. Abanozun kullanımı arasında tohumlarını kullanmak da yer alır. Abanoz genellikle süs bitkisi olarak yetiştirilir. 7 Metreye kadar uzayan abanoz ağacı bodur ve çalımsı bir ağaç modelidir. Abanozun meyveler genellikle koyu kahve ve fasülye şeklinde olmaktadır. Abanoz bitkisi genellikle mayıs ve haziran aylarında çiçek açmaktadır. Abanozun tedavide bitkileri ve tohumları oldukşça yaygın olarak kullanılmaktadır. Abanozun tohumlarının yıpranmış sinirleri iyileştirici etkisi bulunmaktadır.

Abanoz hangi hstalıklara iyi gelmektedir

Abanoz bitkisi genellikle bronşitin tedavisinde, nefes darlığı kalp hastalıkları, çarpıntı tedavisinde ve göz hstalıklarının tedavisinde yoğun olarak önerilir.

Abanoz çayının hazırlanışı

Halkımızın bize en çok sorduğu sorulardan bir tanesi de abanozun çayı nasıl yapılır sorusudur. Abanzou8n yaprakları ve özellikle meyvesi dövülür ve toz haline getirilir. Toz iyice kaynatılarak soğumayabırakılır. Elde edilen bu su ile gözlere sürülür ayrıca kalanı da içilebilir. Böylece vücuda giren abanoz çeşitli hastalıklara iyi gelecektir.

Abanozun Zararları

Abonoz bitkisi genellikle zehirli olarak bilinir ve mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Şimdilik abonozun zararları tespit edilememiştir ama siz yine de doktor kontrolünde kullanın.

Abanozgiller (Ebenaceae) familyasındandır. Abanoz (Diospyros ebenum), tropikal bölgelerde yetişen bazı ağaçlardan elde edilen odundur. 

Tropik bölgelerde yetişen bir grup ağacın odununa abanoz denir. Bu odunların en içteki öz bölümü çok koyu renkte, hatta simsiyahtır. Bu nedenle abanoz sözcüğü bir­çok dilde siyah rengi tanımlamak için kullanı­lır. Adını odunundan alan abanoz ağaçlan Hindistan, Sri Lanka, Doğu ve Batı Hint Adaları ile Batı Afrika'nın bazı bölgelerinde yetişir. Daha çok Sri Lanka'da yetişen gerçek abanoz ağacının (Diospyrus ebenum) gövdesi kalın, kabuğu kömür gibi parlak siyah renkte, kabuk ile odun özü arasındaki odunu ise bembeyazdır. Abanoz çok sert bir odundur ve parıltılar saçacak kadar iyi cila tutar. Bu özellikleriyle öbür odunlara hiç benzemediği için eski çağlardan beri çok değerli sayılmıştır. 

Tevrat' ta tarihi Sur kentindeki abanoz ticaretinden söz edilir; Binbir Gece Masalları'nda anılan değerli mallardan biri de abanozdur. Eskiden krallar abanozdan yapılmış asalar kullanır ve zehirin etkisini giderdiği inancıyla, içkilerini abanoz kaplardan içerlerdi. Çağlar boyunca abanozdan heykeller yontulmuş, yeraltı dünya­sının mitolojik kralı Plüton ya da Hades, simyisah abanozdan bir taht üzerinde oturur­ken gösterilmiştir. Günümüzde bu değerli odun siyah piyano tuşlarının ve özellikle dolap, yazı masası gibi çeşitli mobilyaların yapımında kullanılır.

Günümüzde bu değerli ağaç, mobilya ve enstrüman yapımında kullanılır. Klarnet ve gitar tuşu, abanozun kullanıldığı enstrümanlara örnektir.

8. sınıf Türkçe dersi 1. dönem 1. yazılı soruları, 8. sınıf türkçe dersi sınavı

… – …  EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI ………..……………..… OKULU 8/… SINIFI
TÜRKÇE DERSİ 1. DÖNEM 1. YAZILISI

Tarih: …/…/……
ADI SOYADI:………………………… NU:………….. PUAN:………

Ben ezelden beridir hür yaşadım,hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış?Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim,bendimi çiğner,aşarım.
Yırtarım dağları,enginlere sığmam taşarım.
Mehmet  Akif  ERSOY

1- Yukarıdaki dörtlüğü açıklayınız ?( 10 puan )
2-  Dörtlükteki sıfat ve zamirleri bulup çeşitlerini yazınız. ( 10 puan )

Ön ad (Sıfat)            çeşidi                                     Adıl( zamir) :                 çeşidi:
                          
                         

3-
Dinle, sana bir nasihat edeyim:
Hatırdan,gönülden geçici olma.
Yiğidin başına bir iş gelince,
Anı yad ellere açıcı olma.

Mecliste arif ol,kelamı dinle.
El iki söylerse sen birin söyle.
Elinden geldikçe sen eylik eyle.
Hatıra dokunup yıkıcı olma.
Karacaoğlan
Yukarıdaki  dörtlükleri  şekil  yönünden  inceleyiniz?(ölçü,uyak şeması,uyak çeşidi) ( 10 puan )

4-
a) Halk şiirinden sesteş(eş sesli),eş anlamlı(anlamdaş)yakın anlamlı birer sözcük bulup yazınız( 6 puan )
Sesteş:
Eş anlamlı:
Yakın anlamlı:

b) Dörtlüklerden birer ad ve sıfat tamlaması örneği yazınız. ( 4 puan )
Ad tamlaması:
Sıfat tamlaması:

5- Aşağıdaki tümcelerde geçen altı çizili kelimelerin hangi anlamlarda kullanıldıklarını belirtiniz?(temel,yan..vb.)

Babam kilidin dilini onarmaya çalışıyor.(....................................)

Delinin dilinden ancak deli anlar..(..............................................)

Bu yol geçen yıl açılmıştı.(..........................................................)

Bir aspirin al,başının ağrısı geçer.(.............................................)

Su,yatağını er geç bulur.(.)


6- Aşağıdaki cümlelerde geçen ad aktarmalarını ve dolaylamaları bulunuz?( 6 puan )

a) Mavi bereliler büyük başarı kazandılar..(...............)

b) Bu kulübecikte on can yaşıyor..(............................)

c) Maçı kapalıda izleyeceğiz sanırım. (......................)


7-    Aşağıdaki tümcede altı çizili sözcükleri anlam ilişkisi (soyut-somut) yönüyle inceleyiniz.( 4 pu)

Tatlı yiyelim tatlı konuşalım.



8- “ İnsan kişiliğini oluşturan etmenlerden biri de, onun kendi kafasıyla düşünmesidir. Oysa genellikle bunun tersi olmaktadır. Kendi kafasıyla düşünmeyi bir yana bırakalım, çoğu başkalarının kafasının hizmetçisi olmayı erdemlilik sayıyor. İnsanı insanlığından uzaklaştıran bir tutumun erdemlilik sayılması ise önemli bir çelişkidir.”
Yukarıdaki paragraftan çıkarılabilecek ana düşünceyi yazınız.( 5 puan )




9.Aşağıdaki tümcenin yazım yanlışlarını bulunuz.( 5 puan )
”Bu solana birtakım koltuk sığarmı?”diye her hangi birine sorsan bir şey söyleye bilir .



10.”Her insan kendi adasında yaşar .” Sözünü açıklayan planlı bir yazma çalışması yapınız. ( 30 puan ) (başlık,plan,yazım noktalama,konuyu anlama ifade etme ve özgünlüğe dikkat ederek...)

BAŞARILAR DİLERİM...

CEVAP ANAHTARI

1- Şair bu dörtlükte eskiden beri Türk milletinin özgür yaşadığını,bu özgürlüğünü kaybetse bile en kısa zamanda tekrar özgürlüğüne kavuştuğunu daima da özgür kalacağını.Kendisinin ve Türk milletinin özgürlüğünü elinden almak isteyenlere (çılgın olarak nitelendiriyor)şaşıracağını anlatıyor.Böyle davrananlar karşısında bir sel gibi olunacağını bütün engellerin aşılacağını ifade ediyor. (10 puan)

2-
Ön ad (Sıfat)                çeşidi                                                   adıl( zamir) :                çeşidi:
hangi                             soru                                                      ben                                        kişi
kükremiş                      niteleme                                               bana                                      kişi
bendimi                        iyelik
(2+2+2+2+2= 10 Puan )

3-
Dinle, sana bir nasihat edeyim:                      a
Hatırdan,gönülden geçici olma.                     b
Yiğidin başına bir iş gelince,                         c
Anı yad ellere açıcı olma.                              b

uyak çeşidi:  -ci olma :redif  ( 2 puan )
-ç yarım uyak   ( 2 puan )
Mecliste arif ol,kelamı dinle.                           d
El iki söylerse sen birin söyle.                         d
Elinden geldikçe sen eylik eyle.                       d
Hatıra dokunup yıkıcı olma.                            b
Karacaoğlan
-le   tam uyak ( 2 puan )

11’li hece ölçüsü  ( 2 puan )
uyak şeması         ( 2 puan )
(10 puan )

4 –
a )   Sesteş:          el
Eş anlamlı:    nasihat-öğüt          2+2+2 =6 puan
Yakın anlamlı: söyle-de                                            ( 10 puan )
b)    ad tamlaması: yiğidin başı           2+2 = 4 puan
sıfat tamlaması : bir nasihat

5-
Babam kilidin dilini onarmaya çalışıyor.(.....yan anlam...............................)
Delinin dilinden ancak deli anlar..(.......mecaz anlam....................................)
Bu yol geçen yıl açılmıştı.(...............temel anlam..........................................)
Bir aspirin al,başının ağrısı geçer.(.........terim anlam...................................)
Su,yatağını er geç bulur.(.......................yan anlam......................................)
( 2+2+2+2+2 = 10 puan )

6-
a)Mavi bereliler büyük başarı kazandılar..(.......mavi bereliler:dolaylama...........)
b) Bu kulübecikte on can yaşıyor..(....................can :               ad aktarması..........)
c) Maçı kapalıda izleyeceğiz sanırım. (..............kapalı : kapalı spor salonu..ad aktarması.)
( 2+2+2 = 6 Puan )

7-Tatlı yiyelim derken tatlı somut anlamda kullanılmıştır. Tatlı konuşma da ise soyut anlamlı                 kullanılmıştır. Tatlı konuşmak kırıcı olmayan, güzel konuşma anlamındadır.  ( 2+2 = 4 puan )

8- Ana düşünce : İnsanı kişilikli ve erdemli kılan ,özgür düşünebilmedir. ( 5 puan )

9-  ” Bu solana birtakım koltuk sığarmı?”diye her hangi birine sorsan bir şey söyleye bilir.”
1   +     1           +               1    +        1                     +                      1    = (5puan)

10. Başlık,plan                              :  5 puan
Konuyu anlama,ifade etme     : 10 puan
Özgün anlatım                        : 10 puan
Yazım- Noktalama                   : 5 puan
Toplam=                                           ( 30 puan)
1.2.3.4.5. sorular 10’ar puan
6.soru 6 puan,7.soru 4 puan,8.9..sorular 5’er puan
10.soru 30 puan toplam 100

28 Kasım 2011 Pazartesi

Tiyatro oyunu metni, tiyatro diyaloggları, tiyatro oyunu

Perde açılır. Sahnede hastane dekoru. Sedye, ilk yardım müdahale masası, pansuman aletleri, masa, sandalye, Masanın üstünde telefon, reçete, kalemlik, vs�/span>
Sahneye hemşire girer.
HEMŞİRE:  Doktor Bey, Doktor hanım. İkisi birden nereye kayboldular.
İçeri bir hasta girer.
HEMŞİRE: Hastane Allah� emanet.
HASTA: Öyleyse ben gideyim.
HEMŞİRE: Nereye?
HASTA: Kahveye maça!
HEMŞİRE: Siz kahvede maç mı yapıyorsunuz?
HASTA: Hııı karşılıklı iki direk kurduk, maç yapıyoruz.
HEMŞİRE: Zor olmuyor mu?
HASTA: Niye zor olsun.
HEMŞİRE: Kahvenin içinde çift kale maç yapmak.
HASTA: Ne Kahvesi!
HEMŞİRE: Türk kahvesi, nereden bileyim ne kahvesi, sen söyledin�/span>
HASTA: Ne söyledim?
HEMŞİRE: Kahveye maç yapmaya gidiyorum dedin.
HASTA: Ben söyledim sende balıklama atladın. Maç yapmaya değil, izlemeye gidiyorum.
HEMŞİRE: Bu darbeyi nerede aldın?
HASTA: Stadyumda.
HEMŞİRE: Ne oldu, stadyum mu çöktü. Nasıl oldu bu iş?
HASTA: Şimdi biz iki arkadaş, güzel hafta sonumuzu değerlendirip, güzel bir maç izlemek için güzel güzel stadyuma girdik. Maç başladı, onuncu dakikada bizimkiler bir attı tam sevinecektik ki, hakem golü vermedi.
HEMŞİRE: Neden?
HASTA: Ofsayt varmış.
HEMŞİRE: Ofsayt varsa doğru karar.
HASTA: Gez göz arpacıktan değil, dürbünle bakıyoruz. Kendini bilmez 50 bin liralık hakem.
HEMŞİRE: O elli bin lira neyin nesi.
HASTA: Maça gidiyoruz sinemaya değil. Böyle durumlarda, tedbirli ve tedarikli olacaksın.
Bizde tedbirimizi aldık içeri pet şişe almadılar, bende cebimdeki 50 bin lirayı hakeme fırlattım.
HEMŞİRE: Ne oldu?
HASTA: Hakemin kafasından kanlar boşalmaya başladı, hakemde maçı iptal etti.
HEMŞİRE: Eeee sonra ne oldu.
HASTA: Sonrası malum dışarı çıktığımızda karşı taraf bizleri kılıç kalkan ekibiyle karşıladı ve neticesinde buradayız.
HEMŞİRE: Sizlerde adam gibi oturup maçınızı izleseydiniz, bunlarda başınıza gelmezdi.
HASTA: İzlemesine izleyeceğim de iki kişiyle maç izlemek zevkli olmuyor.
HEMŞİRE: İki kişimi, sizden başka seyirci yok muydu?
HASTA: Varda yok!
HEMŞİRE: Nasıl oluyor bu iş.
HASTA: Şimdi şöyle oluyor. Aslında stadyum dolu, ama bunlar seyirci değil.
HEMŞİRE: Peki ne bunlar?
HASTA: Spor eleştirmeni, hakem. Teknik direktör. Biri oradan bağırır, bu futbolcu ilk onbire alınır mı? Bir diğeri, çıkarsana kırmızı kartı nasıl hakemsin sen! Kimisi maçın m sinden anlamaz yorum yapar, yani sizin anlayacağınız gerçek seyirciyi bulmak çok zor.
HEMŞİRE: Tamam tamam bana vaaz verme geç şöyle otur, doktor gelince seninle ilgilenir.
HASTA: Geç kalır mı?
HEMŞİRE:  Ne acelen var. Başka delinecek yerlerini deldirmeye mi gideceksin. Geç şöyle bekle.
Sahneye Hasta Bakıcı girer.
H.BAKICI: Beklemez hemşire hanım bu tarz şeyler beklemez
HASTA: Ne tarz şeyler beklemez.
H.BAKICI: Başhekim çok yoğun. Hiç kimseyi beklemez.
HASTA: Niye başhekim Eminönü Üsküdar feribotumu zamanı geldiğinde kalksın, kimseyi beklemesin.
H.BAKICI: Beni burada oyalama meşgul adamım. Başhekim doktorları odasında bekliyor.
HEMŞİRE: Ne yapacakmış
H.BAKICI: Başhekime ne yapılacağı sorulmaz. O söyler biz yaparız.
HEMŞİRE: Burada da kraldan çok kralcılar var.
H.BAKICI: Bana öyle deniz ötesinden laf atma. Ben şimdi gidip şu doktorları bulayım.
HEMŞİRE: Hazır doktorların yanına gidiyorsun şu hastayı da götür bir baksınlar.
H.BAKICI: Yürü kardeşim yürü, burada fazla kalma, kılıç yarası adamı öldürmez, ama bunun lafları adamı sakat bırakır.
Hasta ve hasta bakıcı sahneden çıkar.
HEMŞİRE: Sen bana bir şey mi söyledin? Beni bekleyin.
Hemşirede arkalarından çıkar.
Sahneye iki stajyer girer.
I. STAJER: Heyt be yaşadık!
II. STAJER: Ne oldu niye bu kadar seviniyorsun?
I.STAJER: Başhekimin söylediklerini duymadın mı? Bizi Profesör veya Doçent değil, sırada bir Doktor sınava alacak.
Doktor hemşire ile sahneye girer.
II. STAJER: Doktor geliyor.
DOKTOR: Evet arkadaşlar. Bu sizin öğrenciliğinizin son yılı, gelecek yıl meslektaşımız olarak insan sağlığına yardımcı olabilmek için göreve başlayacaksınız ve şuna da eminim ki ikinizde bu sınavdan başarı ile geçeceksiniz. İkinize de şimdiden başarılar dilerim.
Doktor hemşireye dönerek.
DOKTOR: Hemşire Hanım içeri girip hastayı getirir misiniz?
Hemşire sahneden çıkar, hastayla birlikte tekrar içeri girer.
DOKTOR: Karşınızda görmüş olduğunuz hastanın hal, hareket, tavırlarına bakarak bu hastanın hastalığını hanginiz söylemek ister.
I.STAJER: Yüz ifadesi bir şey anlamadığını ortaya koyuyor, korkar gibi bir hali var. Demek ki bu hasta duymuyor.
Hasta söze karışır.
HASTA: Kulaklarında problemi olan hasta dışarıda bekliyor. Ben burnumdaki, eti aldırmak için buradayım.
DOKTOR: Hemşire Hanım hastayı götürebilirsiniz. Diğer hastayı içeri alın.
Hemşire hastayı dışarı çıkarır.
DOKTOR: Biraz daha dikkatli olmalısınız. İyi bir doktor iyi bir hemşire kısacası, iyi bir sağlık personeli iyi bir gözlemci demektir.
Hemşire diğer hastayı içeri getirir.
Hasta biraz topallamaktadır.
Doktor stajerlere ikinci soruyu sorar.
DOKTOR: Şu karşınızda görmüş olduğunuz hastanın sağ bacağı sol bacağından biraz daha kısa böyle bir durumda ne yaparsınız?
Stajerler biraz düşündükten sonra ikinci stajer sessizliği bozar.
I.STAJER: Doktor bey doğrusunu isterseniz aynı durumda siz olsaydınız, sizde topallardınız.
DOKTOR: Hemşire Hanım bu hastayı da dışarı çıkarabilirsiniz:
Hemşire hastayı dışarı çıkarır:  Doktor I. ve II. stajerlere döner:
DOKTOR:  Şu ana kadar sorduğum soruların hiç birini doğru yanıtlayamadınız. Soracağım son soruya da doğru cevap alamazsam başhekimin nasıl davranacağını tahmin edebilirsiniz herhalde. Soruyu soruyorum dikkatle dinleyin. Boğulmak üzere olan bir insana ilk yardım müdahalesi nasıl yapılır?
II. STAJER: Boğulma vakasına göre değişir.
DOKTOR:   Örneğin kordon boyunda yürürken arkadaşınız denize düşüyor ve yüzmesini bilmiyor
bu durumda ne yaparsınız.
II. STAJER: Tabi ki etrafımdakilerden yardım isterim.
DOKTOR: Yüzmesini bilmiyor musun?
II. STAJER: Yüzmesini biliyorum.
DOKTOR: Yüzmesini biliyorsun da neden başkasından yardım bekliyorsun? Denize atlayıp arkadaşını kurtarsana.
II. STAJER: Şakamı yapıyorsunuz Doktor hanım Altınkum sahillerinden bahsetmiyoruz,
Kordon boyundan bahsediyoruz. Ben aklımı yemedim, lağım suyuna atlayacak kadar da enayi değilim.
DOKTOR: Ama arkadaşın boğuluyor.
II. STAJER: Merak etmeyin Doktor hanım bir kahraman gelir kurtarır nasıl olsa.
DOKTOR: Neyse boğulma tehlikesi geçiren birine ilk yardımı kısaca kim özetleyecek.
I.STAJER: Önce vatandaşı sudan çıkaracaksın, sonrada suyu vatandaştan çıkaracaksın.
DOKTOR: Hemşire Hanım, bunları doğru başhekimin odasına çıkarın.
Sahneden çıkarlar.
DOKTOR: Bunları da gönderdiğime göre benim kini bir arayayım da birazcık moralime doping olsun.
Doktor telefonun ahizesini kaldırır aramaya başlar.
DOKTOR: Alo! Merhaba canım, nasılsın?
Biraz dinledikten sonra konuşmaya devam eder.
DOKTOR: Teşekkür ederim.
Karşısındakinin konuşmasını dinler, tekrar konuşmaya başlar.
DOKTOR:   Ne olsun bir tanem hep aynı, önce ipini koparan basmahaneye giderdi şimdi hastane geliyor. Psikopatı, jiletçisi, açığı, kaçığı ne ararsan var. Hem bunları bir kenara bırakalım, sana yazdığım şiiri okuyayım.

Sen orada bir yabancı
Ben burada bir çare
Sen tazecik açan bir gül
Ben sevmişim ne çare

Nameler dökülür dilimden
Bir şey gelmez ki elimden
İçim yanar çok derinden
Ben sevmişim ne çare

Nasıl beğendin mi?
Dinledikten sonra devam eder.
Yok, canım sana öyle geliyor. Bu kadar olumsuzluğa rağmen hastanemizde her şey güllük gülistanlık. Hiçbir şikâyet yok, gelen tüm hastalara anında müdahale ediliyor.
Hemşire apar topar içeri girer.
HEMŞİRE:  Affedersiniz Doktor Hanım dün sabah getirilen acil vaka ortalığı kan gölüne çevirdi.
Doktor telefonun ahizesini eliyle kapatır.
DOKTOR: Bak şu saygısıza, bize mi sordu da hastalandı şimdi ortalığı karıştırıyor.
HEMŞİRE: Hasta ortalığı karıştırmıyor.
DOKTOR: Şimdi sen hastanın ortalığı kan gölüne çevirdiğini söylemedin mi?
HEMŞİRE: Evet söyledim ama bu sıradan bir hasta değil. Adam trafik kazası geçirmiş, her tarafı paramparça kanlar içinde, kapının önünde bir köşeye atmışlar orada öylece yatıyor.
DOKTOR: Şu Mezopotamyalı mı?
HEMŞİRE: Hayır İstinyeli
DOKTOR: Hani şu kısa boylu şişman olan mı?
HEMŞİRE: Kısa boylu şişmanlara fazla rağbet olmadığından, zayıf uzun boylusu gelmiş.
DOKTOR: Sen saçmalıyorsun.
HEMŞİRE: Ne saçmaladığımı ben biliyor muyum, beni de kendinize benzettiniz.
DOKTOR: Eğer sudan sebepten bir vaka için rahatsız ediyorsan seni savaş ay�n programına konuk ederim haberin olsun.
Doktor telefonla konuşmaya kaldığı yerden devam eder.
DOKTOR: Affedersin hayatım burada bana bir dakika rahat yok. Sen bir yere ayrılma, birazdan seni arar son yazdığım şiiri de okurum.
Doktor telefonu kapatır. Hemşire ile birlikte sahneden çıkar. Sahneye polisle sarhoş girer.
POLİS: Sen buradan ayrılma, ben doktoru alıp hemen geliyorum.
SARHOŞ: Benim doktorluk bir işim yok, zaten geç kaldım bırakın gideyim.
POLİS: Nereye geç kaldın?
SARHOŞ: Zamanında yetişmezsem kovulurum.
POLİS: Anladım, patrondan habersiz dolaşırken kaza yaptınız.
SARHOŞ: Bu kazada benim suçum yok. Normal yolumuzda gidiyorduk geldi bize çarptı.
POLİS: Bunca yıllık meslek hayatımda, ben böyle trafik canavarı görmedim. Dümdüz yolda göz göre göre resmen üzerinize çıkmış.
SARHOŞ: Böyle insanları bırakın trafiğe, evden dışarı bile çıkarmayacaksın.
POLİS: Görüyorsun işte küçük bir dikkatsizlik onlarca insanın ölümüne, onlarca insanın yaralanmasına sebep oldu.
SARHOŞ: Cezalandırılmalı polis bey, öyle bir ceza verilmeli ki bırakın araba kullanmayı,
bir daha oyuncak arabayla oynamaya dahi cesaret edemesin.
POLİS: Söylediğin iyi güzel de şoför kayıp
SARHOŞ: Şoför kayıp yaptığı şey çok ayıp. Bak biz kayboluyor muyuz? Alnımız açık yüzümüz ak
POLİS: Bir yakalansa ak mı kara mı onu o zaman görecek. Ama adam ortalıkta yok, yer yarıldı da içine girdi sanki.
SARHOŞ: Kaçmıştır o kaçmıştır, hatalı olduğunu anlayınca kaçmıştır.
POLİS: Arabanın önü komple gitmiş, şoför ölmediyse de ağır yaralıdır. O halde nereye kaçsın, bu arada siz nereye gidiyorsunuz?
SARHOŞ: Bodrum�
POLİS: Belli zaten.
SARHOŞ: Sen nereden anladın?
POLİS: Elindeki içki şişesine bakılırsa, eğlenceye biraz erken başlamışsınız.
SARHOŞ: Yok ben eğlenmiyordum, benim haricimde herkes eğleniyordu.
POLİS: Eğlenmek güzel şey, ama onu tadında bırakmak lazım.
SARHOŞ: Doğru söylüyorsun ama nerede, Mustafa Sandal�n O�un arabası var şarkısına nispet, yeni bir şarkı bestelenmiş onu söylüyorlardı.
POLİS: Adı ne bu şarkının?
SARHOŞ: Dikkatli ol, frene bas, direksiyona hâkim ol, biraz gaz kes, bu şoför uyuyor mu? Yoksa manyak mı? İçtiği viski mi? Yoksa kanyak mı?
POLİS: Ben bu şarkıyı hiç duymadım.
SARHOŞ: Bende duymamıştım, kazadan önce duydum.
Polis sarhoşun elinde ki içki şişesini alır
POLİS: Yeter artık şu içkiyi, yeterince içmişsin zaten. Umarım arabada da böyle içmiyordunuz.
SARHOŞ: Yok ben arabada içki içmem.
POLİS: İnkâr mı ediyorsun?
SARHOŞ: Neyi
POLİS: Alkollü olduğunu
SARHOŞ: Ben böyle bir şey söylemedim.
POLİS: Ama sen arabada içki içmediğini söyledin.
SARHOŞ: Evet arabada içmiyorum, nedenini biliyor musun?
POLİS: Bunu bilmeyecek ne var, kazaya sebep olmamak için.
SARHOŞ: Bilemedin, ben alkolü serum şişesi gibi arabanın tavanına asıyor damardan alıyorum.
POLİS: Kaza anında yanınızda ki şoförde sizin gibi yapmıyordu umarım.
SARHOŞ: Yok yedek şoför arabanın arkasında uyuyordu.
POLİS: Ben arabayı kullanandan bahsediyorum.
SARHOŞ: Arabayı ben kullanıyordum.
POLİS: Tabi içki şişede durduğu gibi durmuyor. Adam kendini şoför zannediyor.
SARHOŞ: Bana öyle sarhoş muamelesi yapma tamam mı? Kabul ediyorum, biraz içtim ama sarhoş değilim.
POLİS: Araba uzaktan kumandalımıydı?
SARHOŞ: Hayır.
POLİS: Öyleyse nasıl kullanıyordun?
SARHOŞ: Kalıbımı basarım bu polis araba kullanmasını bilmiyor.
POLİS: Tepemin tasını attırma, şoförün arka koltukta ne iş var?
SARHOŞ: Hangi koltukta?
POLİS: Dönerli koltukta.
SARHOŞ: Ben dönerli koltuk sevmem.
POLİS: Nasıl bir şey tercih edersiniz, beyefendi.
SARHOŞ: Ben amortisörlü koltuk severim düğmesine bas yukarı, aşağı,ileri  geri.
POLİS: Olur beyefendi istersen sana da ceylan derisinden yaptıralım.
SARHOŞ: Senin canın koltuk mu çekti. Çektiyse çekinme söyle bir tane ayarlayayım.
POLİS: Ne koltuğu?
SARHOŞ: Nerden bileyim bir koltuk sevdasıdır gidiyor. Koltuk aşağı koltuk yukarı, Polis misin Politikacı mısın belli değil.
POLİS: Çıldırtma adamı senin arabanın arka koltuğunda ne işin vardı?
SARHOŞ: Bu benim suçum değil. Kaza anında otobüsten otomobile transfer olmuşum.
POLİS: Bir dakika, bir dakika. Sen otobüsün şoförü müsün?
SARHOŞ: Evet, sen ne zannetmiştin?
POLİS: Demek sen otobüsün şoförüsün. Seni çakıl taşları altında ararken, yanımda buldum. Yürü gidiyoruz.
SARHOŞ: Nereye?
POLİS: Karakola, ifadeni almaya.
SARHOŞ: Yok ben gelmeyeyim, doktorda neredeyse gelmek üzere.
POLİS: Gördüğüm kadarıyla, senin kazadan oluşan herhangi bir yaran yok.
SARHOŞ: Olmaz olur mu, bak şu parmağımın ucu morarmış.